1. en sonunda … olmak, bitirmek, son vermek, sonu … olmak.
    He ended up by saying … : Sonunda … dedi.

    Many of their friends have ended up in prison for terrorist activities: Yıldırma eylemlerine katılan arkadaşlarının çoğu sonunda hapsi boyladı.
(a) dayanmak, mukavemet etmek, zorlukları cesaretle karşılamak/yenmek, (b) sorumluluğunu çok iyi bilmek,
(c) kendini çok iyi savunmak.
zararlı çıkmak Fiil
sonunda evlenmek Fiil
sonunda birşey yapmak Fiil
kendini birşey yaparken bulmak Fiil
düşmek Fiil
sulh mahkemesini boylamak Fiil
hapsi boylamak Fiil
sonunda biriyle aynı duruma düşmek Fiil
sonunda birine benzemek Fiil
sonu birinin sonu gibi olmak Fiil
zararlı çıkmak Fiil
o şekilde sonuçlanmak Fiil
(US) yıl sonu bilançosunu süsleyip püslemek Fiil
oy eşitliği ile sonuçlanmak Fiil
bitirip tamamlamak.
bir yeri gürültüye boğmak Fiil
ay sonunda ödemek Fiil
ayın sonunda hesabı kapatmak Fiil